Gamze Özdemir : Çocuklar Nerede Oynasın?

Bir Portre

Yusuf Cat Stevens’ın Gözünden Çocuğa dair...

 

1960 yıllarında Amerika’da Vietnam savaşı en ağır şekilde devam ederken, büyük kayıplar yaşanıyor, kapitalizm yerini sağlamlaştırıyor, dışarıda farklı görüş ve inanıştan birçok insan savaş karşıtı propagandalar yapıyorken; aslen Kıbrıs’ın Rum kesiminden olan İngiliz şarkıcı Demetriou Georgiou, tanınan ismiyle Cat Stevens 1970 yılında çocukları dert edinerek protesto tadında bir şarkıyla Amerika’nın en çok dinlenen şarkıları arasına girmeyi başarır.

 

Çocuklar Nerede Oynasın?

 

Tamam, büyük uçaklar inşa ediyorsunuz,

Veya kozmik trenlerle yolculuk yapıyorsunuz,

Düğmeye basıp ortalığı yaza çeviriyorsunuz,

Ne isterseniz sahip oluyorsunuz,

Zaten siz istediğiniz her şeye sahip olabiliyorsunuz!

 

Biliyorum, çok uzun yollardan geliyoruz.

Günden güne çok değişiyoruz.

 

Fakat söyleyin bana, çocuklar nerede oynasın?

 

Taze yeşil çimlerin üzerindeki yollarda yuvarlanıyorsunuz,

Kamyondaki yükleriniz için petrol gazı pompalıyorsunuz,

Onların yolunu uzatıyor, işlerini zorlaştırıyorsunuz,

Onlar devam ediyorken siz isteseniz de artık oradan inemiyorsunuz.

 

Biliyorum, çok uzun yollardan geliyoruz.

Günden güne çok değişiyoruz.

 

Fakat söyleyin bana, çocuklar nerede oynasın?

 

Tamam, gökyüzünü kırdınız, havayı gökdelenlerle doldurdunuz.

Yukarıda hiç boş yer kalmayana kadar, daha yükseklere bina dikmeye devam edecek misiniz?

Bizi güldürecek misiniz yoksa ağlatacak mısınız?

Bize ne zaman yaşayacağımızı, ne zaman öleceğimizi mi söyleyeceksiniz?

 

Biliyorum, çok uzun yollardan geliyoruz.

Günden güne çok değişiyoruz.

 

Fakat söyleyin bana, çocuklar nerede oynasın?

 

 

1977 yılında ise kardeşinin ona verdiği Kuran’ı okuyarak Müslüman olmaya karar veren Cat Stevens, Yusuf İslam adını alır. Çocuklar için güzel bir dünya oluşturma çağrısını dilinden hiç düşürmez, şarkılar yazmaya devam eder.

 

Yeşil Tarlalar, Altın Kumlar

 

Yeşil tarlalar, altın kumlar,

Tek ihtiyacım olan ve istediğim şey bunlar!

Rüzgar ne kadar sert eserse essin, umurumda değil!

 

Ailemi korumak ve beslemek için,

Küçük bir ev ve de bir zeytin ağacı...

Rüzgar ne kadar sert eserse essin, umurumda değil!

 

Bir gün, hepimiz farkına varacağız,

Sadece ben değil,

Göz açıp kapatıncaya kadar,

Bir de bakmışsın sen de yok olmuşsun!

 

Bu yeşil tarlalar, ve altın kumlar,

Gerçekten tek ihtiyacım olan ve istediğim şey bunlar!

Rüzgar ne kadar sert eserse essin, umurumda değil!

 

İslam’ı seçtikten sonra eski yapımcısıyla son bir albüm daha çalışır ve emekliye ayrılır. Yardım kuruluşu faaliyetlerine başladıktan sonra lüks içinde yaşamanın doğru olmayacağını düşünür. Giyimiyle, yaşantısıyla mütevazi ve sade bir hayata yönelir. Londra’da kurduğu ilkokul, başarısından ötürü devletin övgüsünü kazanır, okuldan elde ettiği geliri yardım kuruluşlarına aktarmaya devam etmektedir.

 

Sokak Şarkıcısı

 

Sokak şarkıcısı şehre geldi, uzun pardösüsü ve başında şapkası,

İnsanlar ayağa kalktı ve şöyle bir baktı, sonra kapılarını kapattı.

Boş sokaklarda yürüdü, çocuklar boş teneke kutularını tıngırdattı.

Sokak şarkıcısı şarkı söylerken, köpekler havlamaya başladı.

 

 

Nereye gidiyorsun, nereye gidiyorsun?

Kalpler kapalıyken...

Arkadaşların sana yabancı olmuşken...

Ve kimse gerçeği bilmek istemezken...

 

Nereye gidiyorsun, nereye gidiyorsun?

Dünya kararmışken,

Doğrunun ışığı parlamazken,

Ve yollar kapanmışken...

 

 

Variller ve çuvallar arasından biri onu durdurdu.

Bir çocuğun yüzü görünüverdi, çocuk gülümsedi ve kaçtı.

Sisli bir camın arkasında, pencere camının üzerine,

Küçük bir parmak pırıl pırıl bir kalp çizdi ve bir isim yazdı.

 

Nereye gidiyorsun, nereye gidiyorsun?

Korku dolu bir dünyadayken,

Gecenin içinde seni yalnızca bir şarkı ısıtır.

Nereye gidiyorsun, nereye gidiyorsun?

Nice yalanlar dinlemişken,

Doğrunun ışığı parlamazken,

Ve gece buz gibiyken...

 

Sokak şarkıcısı başka bir ülkeye gitti.

İnsanlar farklı bir dil konuşsa da,

Ona paylaşmayı öğrettiler.

Ve onun elinden tuttular.

Çöl kumlarının içinden ona cennete giden yolu gösterdiler.

 

Nereye gidiyorsun, nereye gidiyorsun?

Mutluluğu bulmak için...

Dünya nefret doluyken,

Nereye gidiyorsun, nereye gidiyorsun?

Kimse umursamıyorken,

Herkes kaybolmuşken,

Ve kendisini arıyorken...

 

Gitarlarını açık artırmada satan Yusuf İslam 18 sene boyunca kendini eğitim ve Müslüman toplumlar içerisindeki yardım ve barış çalışmalarına adar. Müziğe ara verir. 1995’te ‘Son Peygamberin Hayatı’ adıyla tekrar albüm yapar ve medya karşısına çıkar. Bu süre zarfında adına birçok müzik ödülleri verilir, çeşitli ülkeler tarafından onur ödüllerine layık görülür.

 

Kelebekler ayrıldığında...

 

Kelebekler ipek saraylarından ayrıldıklarında

Bahçenin kokusu cennete doğru esmeye başlar.

Çabalayan insanlar gibi,

Yarın için çok çalışanlar,

Dünün hayallerini hiç özleyemeyecek.

 

2006 yılı itibariyle tekrar dinleyicileriyle buluşmaya başlayan Yusuf Cat Stevens, şu an bir prodüksiyon şirketi, ‘Small Kindness’ adında bir yardım kuruluşu ve desteğini sürdürdüğü bir okulun da sahibidir. 2014 yılında ‘Neden Hala Elimde Gitarım Var?’ adında bir biyografi kitabı yayınladı. 2016 yılında Londra’da, Avrupa’ya göç eden 95 bin mülteci çocuk yararına düzenlediği konserde izleme fırsatı bulduğum 70 yaşındaki Yusuf Cat Stevens, Suriye ve Türkiye’deki kamplarda yaşayan çocukları gördükten sonra ‘Save The Children’ ve Penny Appeal yardım kuruluşları ile mülteci çocukları için –Yalnız Değilsiniz! kampanyası başlattıklarını ifade etti.

 

Günün Birinde


Günün birinde

Geçmişi geride bırakmayı öğrenebiliriz.

Günün birinde

Geleceğin gözünün içine bakabiliriz.

Günün birinde

Yaşamayı öğrenebiliriz.

 

Kapıları açık olan bahçe

Geniş ve güvenli.

70 bin bu kapıdan girecek

Bilmeden hiçbir şeyi.

 

 

Günün birinde

Korkularımızı geride bırakmayı öğrenebiliriz.

Günün birinde

Umutlarımızın gözünün içine bakabiliriz.

Günün birinde

Yaşamayı öğrenebiliriz.

 

Ve eğer geceye kavuşmuşsan,

Güneşin doğmasını bekleme.

 

Günün birinde

Tüm hazineleri geride bırakabiliriz.

Günün birinde

Saatlerin çözüldüğünü izleyebiliriz.

Günün birinde

Bir çocuk dünyaya gelir.

Gözleri görmüyordur.

Bir gün işaretini bulacaktır.

Ve yaşayacağı başka bir yaşam tarzını görür gibi olacaktır.

Bir gün…

 

Günün birinde

Makineleri arkamızda bırakabiliriz.

Günün birinde

Kuşların nasıl hayatta kaldıklarını öğrenebiliriz.

Günün birinde

Uçmayı öğrenebiliriz.